Ekonomiye dair açıklamalar:
Küresel sistem son 70 yılın en büyük sarsıntılarından birini yaşıyor.
Dünya nüfusunun %1’ine tekabül etmeyen bir kesim parasına para katarken Afrika’dan Asya’ya milyarca insan temel gıda maddelerine ulaşmakta sıkıntı çekiyor.
Son 50-60 yılın en yüksek seviyelerine ulaşan enflasyon rakamları batılı ülkelerde yaşayanlar dahil herkesi zorluyor, bunaltıyor. Yaklaşan kışla gıda ve enerji konusunda endişeler tırmanıyor.
Son Prag zirvesinde liderlerden bunu dinledim: Hepsi, bu kışı nasıl atılacağız, bu kışı nasıl geçireceğiz? Hepsi bunu anlatıyorlar. Bizim böyle bir sorunumuz yok, dedim. Liderler sadece anı düşünüyorlardı. Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmeleri maalesef aklıselim ile değerlendirmiyorlardı.
Gerek siyasi gerekse ekonomik sorunlar en büyük darbeyi yoksul ülkelere vuruyor.
7 milyon tonu aşkın tahıl bizim üzerimizden dünyaya servis ediliyor. Diğer ülkelerde herhangi bir ses yok.
“Türkiye Yüzyılı” ifademiz inşallah hemen her alanda vücut bulacak ve kısa zamanda gerçeğe dönüşecektir.
Her kriz risklerle birlikte fırsatları da beraberinde getirir. Türkiye son 20 yılda hayata geçirdiği projeler ve reformlarla işte bugünlere hazırlık yapmıştır. Birileri oyunda oynaştayken, biz bir satranç oyuncusu ustalığı ile medeniyetimizden aldığımız ilhamla milletimizi bugünlere hazırladık. Politikalarımızı belirlerken ülkemize yapılan dayatmalara değil insanımızın neye ihtiyacı olduğuna baktık.
Yurtdışında yazılmış reçetelerle sorunlara çözüm aramak yerine kendi göbeğimizi kendimiz kestik. 10 yıllık, 20 yıllık programlarla ülkemizin zengin potansiyelini ortaya çıkarmanın mücadelesini verdik.
“Her geçen gün daha iyiye gidiyoruz”
Bu yıl sonu, önümüzdeki yılbaşı gibi Karadeniz’den doğal gazı da çıkardığımız anda bunun tadına doyum olmaz. Bizim bir zamanlar öyle sondaj gemimiz falan yoktu. Ama şimdi 2 tane sismik araştırma gemimiz 5 sondaj gemimiz var. 12 bin metreye kadar sondaj yapabiliyor. Daha iyi olacak. Daha güçlü olarak bu yola devam edeceğiz. Gerek sismik araştırmalarla gerek sondajla inşallah doğal gazda da petrolde de artık imkanlarımızı bu sularda bulacağız.
35 yaş üstü kadınlara ön lisans ve lisans programları için ek kontenjan açılacak
Hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğumuz yeni çalışma ile 35 yaş üstü kadınlara yükseköğretimde yeni bir kapı açıyoruz. Ön lisans ve lisans programlarında ek kontenjan tanımlayacağız. YÖK, 1981’de Türkiye’de 20 civarında üniversite varken kurulmuştur. YÖK’ün etkinliğini daha da artırmayı hedefliyoruz.
Üniversitelerde zaman zaman mağduriyetlere yol açan Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’ni özgürlükçü bir bakış açısıyla değiştiriyoruz.
Başörtü meselesinde anayasa değişikliğini bugünkü kabine toplantısında görüşeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması şöyle:
Kılık kıyafet baskılarından ideolojik kavgalara kadar pek çok sorun vardı ülkemizde. İkna odaları… Ah ah! Benim polisimi, kızlarımızın ağzını kapatmak ve okula sokmamak, tekme tokat dışarı atmak gibi uygulamalara tabi tuttular. Benim kızlarım İmam Hatip’te okudu ama ben kızımı ne yazık ki İmam Hatip’ten almak durumunda kaldım. Bir arkadaşımın müdür olduğu İmam Hatip’e farklı bir şehre göndermek durumunda kaldım. Bana sordular Niye dediler? Dedim maalesef biz bu sıkıntıları yaşadık, ama artık aştık.
Hocalarımızın arasında başörtülüler var, öğrencilerimiz arasında da başörtülü kızlarımız var. Asıl özgürlük budur beyler. Diyorlar ki hak ve özgürlük… Uygulamayı gösterin bize, ne yaptınız? Tekme tokat dışarı attınız. Kendi genel başkan yardımcın ikna odalarında yavrularımızın başörtülerini çıkararak o odalara aldılar. Bunları gördük. Burası halkının %99’u Müslüman olan ülke. Burada bunları yaptınız. Şimdi bunlardan sıyrıldık, özgürlük vakti.
Yazar: Necdet Erginsoy