Gediz Ovası’nda Bu Yıl Hasadın Bereketi Yok
Ege Bölgesi’nin en verimli tarım alanlarından biri olarak bilinen Gediz Ovası, bu yıl çiftçiler açısından kötü bir hasat sezonu geçiriyor. İhraçlık çekirdeksiz kuru üzümün önemli bir kısmının üretildiği ve ticari anlamda 39 çeşit tarımsal ürünün yetiştirildiği Salihli’de, pek çok çiftçi bu yıl verim kaybı yaşadı. Özellikle domates, kavun, karpuz, biber ve patlıcan gibi ürünler, piyasa değerini bulamadığı için tarladan dahi toplanmadı.
Hava Koşullarının Etkisi
Bu yılın yaz mevsimi, aşırı sıcak ve kurak geçti. Ancak, bu kuraklığın ardından gelen ani ve şiddetli yağışlar ve dolu, tarımsal verimde ciddi kayıplara neden oldu. Salihli’de, tarımsal gelirin toplam gelirin yüzde 60’ını oluşturması, çiftçilerin karşılaştığı bu zorluğun ekonomik yansımalarını daha da belirgin hale getirdi. Çiftçiler, masraflarını karşılayamadıkları gerekçesiyle ürünlerini tarlada bırakma eğiliminde bulunuyor.
Ekonomik Durum ve Üreticilerin Zorlukları
Salihli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), bu konuda gelişmeleri endişeyle takip eden kurumlardan biri olarak dikkat çekiyor. Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ile bir araya gelerek mevcut durumu değerlendirdi. Yalvaç, sahada yaptığı gözlemler sonucunda karamsar bir tabloyla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Geçtiğimiz hafta yağan ani ve şiddetli yağmurun, henüz kuruma aşamasında olan üzümlere büyük zarar verdiğini ifade eden Yüksel, “Salihli’nin toplam gelirinin yüzde 60’ı tarımdan sağlanıyor. Bunun da yüzde 40’ı çekirdeksiz kuru üzümden elde ediliyor. Verimin iyi olduğu yıllarda Ege Bölgesi’nde 300 bin – 350 bin ton üzüm üretimi yapılırken, bu sene hem verim hem de kalite düşüklüğü nedeniyle üretim tahminlerinin 190 bin ton civarında olacağı öngörülüyor” dedi.
Yüksek Maliyetler ve İşçilik Sorunları
Yalvaç, son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntıların, gübre, ilaç ve mazot gibi masrafların yüzde 100’ün üzerinde arttığını vurguladı. İşçilik ücretlerindeki artış da, üreticilerin ürünlerini toplayamadan tarlada bırakmalarına yol açtı. Domatesin yanı sıra karpuz, kavun, patlıcan ve kapya biber gibi ürünlerin de toplanmadan bırakıldığına dikkat çekti.
Salihli’nin bereketli topraklarında her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği, 39 çeşit ticari ürünü bulunan bu yörede çiftçilerin bu yıl büyük mağduriyet yaşadığını kaydeden Yüksel, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için acil önlemler alınması gerektiğini belirtti.
Çözüm Önerileri ve Tarımsal Planlama
Başkan Yüksel, çiftçiyi üretimden soğutmamak ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Her şeyden önce planlı tarıma geçilmesi şarttır. Her bölge için ürün planlaması yapılıp, bunlar sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Salihli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalar üretici ile sözleşme yapıyor ama bu konuda bir yaptırım olmaması nedeniyle her iki taraf da sözleşmeyi ihlal eden uygulamalarda bulunabiliyor. Zeytinyağında bu sene iyi bir verim bekleniyor. Bu nedenle ihracattaki kısıtlamanın kaldırılması olumlu bir etki yaratır. Aynı zamanda salçada da zaman zaman ihracat kısıtlaması yanlış bir uygulama oluyor. İhracatçı bu gibi uygulamalar nedeniyle müşterilerini kaybediyor ve bunları tekrar kazanmak uzun zaman gerektiriyor.”
Ege Bölgesi’nin Verimli Topraklarında Zor Zamanlar
Ege Bölgesi’nin en verimli tarım alanlarından biri olarak bilinen Gediz Ovası, bu yıl çiftçiler açısından kötü bir hasat sezonu geçiriyor. İhraçlık çekirdeksiz kuru üzümün önemli bir kısmının üretildiği ve ticari anlamda 39 çeşit tarımsal ürünün yetiştirildiği Salihli’de, pek çok çiftçi bu yıl verim kaybı yaşadı. Özellikle domates, kavun, karpuz, biber ve patlıcan gibi ürünler, piyasa değerini bulamadığı için tarladan dahi toplanmadı.
Hava Koşullarının Etkisi
Bu yılın yaz mevsimi, aşırı sıcak ve kurak geçti. Ancak, bu kuraklığın ardından gelen ani ve şiddetli yağışlar ve dolu, tarımsal verimde ciddi kayıplara neden oldu. Salihli’de, tarımsal gelirin toplam gelirin yüzde 60’ını oluşturması, çiftçilerin karşılaştığı bu zorluğun ekonomik yansımalarını daha da belirgin hale getirdi. Çiftçiler, masraflarını karşılayamadıkları gerekçesiyle ürünlerini tarlada bırakma eğiliminde bulunuyor.
Ekonomik Durum ve Üreticilerin Zorlukları
Salihli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO), bu konuda gelişmeleri endişeyle takip eden kurumlardan biri olarak dikkat çekiyor. Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ile bir araya gelerek mevcut durumu değerlendirdi. Yalvaç, sahada yaptığı gözlemler sonucunda karamsar bir tabloyla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Geçtiğimiz hafta yağan ani ve şiddetli yağmurun, henüz kuruma aşamasında olan üzümlere büyük zarar verdiğini ifade eden Yüksel, “Salihli’nin toplam gelirinin yüzde 60’ı tarımdan sağlanıyor. Bunun da yüzde 40’ı çekirdeksiz kuru üzümden elde ediliyor. Verimin iyi olduğu yıllarda Ege Bölgesi’nde 300 bin – 350 bin ton üzüm üretimi yapılırken, bu sene hem verim hem de kalite düşüklüğü nedeniyle üretim tahminlerinin 190 bin ton civarında olacağı öngörülüyor” dedi.
Yüksek Maliyetler ve İşçilik Sorunları
Yalvaç, son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntıların, gübre, ilaç ve mazot gibi masrafların yüzde 100’ün üzerinde arttığını vurguladı. İşçilik ücretlerindeki artış da, üreticilerin ürünlerini toplayamadan tarlada bırakmalarına yol açtı. Domatesin yanı sıra karpuz, kavun, patlıcan ve kapya biber gibi ürünlerin de toplanmadan bırakıldığına dikkat çekti.
Salihli’nin bereketli topraklarında her türlü meyve ve sebzenin yetiştiği, 39 çeşit ticari ürünü bulunan bu yörede çiftçilerin bu yıl büyük mağduriyet yaşadığını kaydeden Yüksel, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için acil önlemler alınması gerektiğini belirtti.
Çözüm Önerileri ve Tarımsal Planlama
Başkan Yüksel, çiftçiyi üretimden soğutmamak ve tarımda sürdürülebilirliği sağlamak için yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Her şeyden önce planlı tarıma geçilmesi şarttır. Her bölge için ürün planlaması yapılıp, bunlar sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Salihli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikalar üretici ile sözleşme yapıyor ama bu konuda bir yaptırım olmaması nedeniyle her iki taraf da sözleşmeyi ihlal eden uygulamalarda bulunabiliyor. Zeytinyağında bu sene iyi bir verim bekleniyor. Bu nedenle ihracattaki kısıtlamanın kaldırılması olumlu bir etki yaratır. Aynı zamanda salçada da zaman zaman ihracat kısıtlaması yanlış bir uygulama oluyor. İhracatçı bu gibi uygulamalar nedeniyle müşterilerini kaybediyor ve bunları tekrar kazanmak uzun zaman gerektiriyor.”