Zekât Kimlere Verilir? Ayrıntılı Bir Rehber
Zekât, İslam’ın beş temel ibadetinden biri olup, ekonomik adaleti sağlamak ve toplumda yardımlaşmayı teşvik etmek amacıyla belirli mal sahiplerinin servetlerinden alınan bir payın, ihtiyaç sahiplerine verilmesini öngörür. Zekât, yardıma muhtaç olan kişilere verilerek toplumun refah seviyesinin yükselmesine ve kardeşlik bağlarının güçlenmesine katkıda bulunur. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde zekâtın kimlere verileceği açıkça belirtilmiştir. Bu rehberde zekâtın verilmesi gereken kişilere dair detayları bulabilirsiniz.
Zekât Verilmesi Gereken Kişiler
İslam’a göre zekât verilecek kişiler belirli kategorilere ayrılmıştır. Bu kişilerin temel ortak özellikleri, yardıma ihtiyaç duymalarıdır. İşte zekâtın verilmesi gereken başlıca gruplar:
1. Fakirler
Günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan, yeterli bir geliri olmayan veya mal varlığı asgari geçimini sağlayamayacak düzeyde olan kişilerdir. Fakirler, temel ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarının yardımına muhtaç durumdadır. İslam’a göre fakirler, zekâtın öncelikli muhataplarıdır çünkü yardımlaşmanın ve sosyal adaletin gereği olarak onlara destek sağlanması istenir.
2. Miskinler
Miskinler, fakirlerden daha zor durumda olan ve hiç geliri olmayan kişilerdir. Bu kişiler çalışmak isteseler bile, yaşadıkları sağlık sorunları ya da iş bulamama gibi sebeplerle gelir elde edemezler. Miskinlerin toplumda desteklenmesi, onların hayatlarını sürdürebilmeleri için gereklidir. Miskinler, toplumun en yoksul kesimi olarak kabul edilir ve bu nedenle zekâtın bir kısmı onlara tahsis edilir.
3. Borçlular (Gharimun)
Kişinin, geçim zorlukları içinde borçlanarak borcunu ödeyemeyecek hale gelmesi durumunda, ona zekât yardımı yapılabilir. Ancak borçlunun bu borçları haram yollarla elde etmemiş olması şarttır. Örneğin, kumar veya içki gibi yasaklanmış şeylerden borçlanmamış olması gerekir. Borçlulara zekât verilmesi, onları borç yükünden kurtararak yeniden topluma kazandırmayı amaçlar. Ayrıca, borçlunun borcu İslam’a uygun bir sebep için oluşmuşsa, bu da zekât verilebileceği anlamına gelir.
4. Yolda Kalanlar (İbn Sebil)
İbn Sebil, yolculuk sırasında çeşitli sebeplerle parası tükenen ve ihtiyaç sahibi olan kişileri ifade eder. Bu kişiler, aslen ihtiyaç sahibi olmayabilir; ancak, yolda parasız kalmışlarsa ve evlerine dönmek için yardıma ihtiyaç duyuyorlarsa, onlara da zekât verilebilir. İslam’da misafirperverlik ve yardımseverlik önemli değerlerdir ve yolda kalan kişilerin desteklenmesi, bu değerlere bağlılığın bir göstergesidir.
5. Allah Yolunda Çalışanlar (Fi Sebilillah)
“Allah yolunda” kavramı geniş bir anlam taşır ve toplum yararına çalışan, dinî ya da eğitim amaçlı projelerde yer alan kişileri kapsar. Örneğin, dinî ilimler öğrenen talebeler, İslam’ın değerlerini yaşatmak için çalışan kişiler, zekâtın verilebileceği bu gruba dahildir. Bu kategori, günümüzde İslam’ın öğretilerini yaymaya yönelik yapılan tüm faaliyetlerdeki çalışanları da kapsayabilir.
6. Zekât Toplayan Görevliler (Amilun)
Zekât toplama ve dağıtma görevini üstlenen kişilere, yaptıkları işin karşılığı olarak zekâttan pay verilebilir. Zekâtı toplamak, dağıtmak, kayıt tutmak ve bu süreçlerde çeşitli düzenlemeler yapmak görevini üstlenen kişiler, emeklerinin karşılığı olarak zekât fonundan yararlanabilirler. Bu, zekâtın doğru şekilde yönetilmesi için bu görevlilerin desteklenmesi gerektiğini ifade eder.
7. Köleler (Rikab)
İslam, köleliğin ortadan kaldırılmasını destekleyen ve bu konuda çeşitli hükümler getiren bir dindir. Kölelerin özgür kalabilmesi ve topluma kazandırılabilmesi amacıyla, zekât fonu bu kişilere ayrılabilir. Kölelerin serbest bırakılması için onlara zekât verilmesi, köleliğin yavaş yavaş sona erdirilmesi açısından önemli bir adımdır. Bu uygulama, tarihsel olarak kölelik sürecinde insan onurunu yüceltmeyi amaçlamıştır.
Zekât Verilmesi Yasaklanan Kişiler
Zekâtın belirli kişilere verilmesi İslam’ın belirlediği sınırlar içinde olmalıdır. Bu çerçevede zekâtın, aşağıdaki kişilere verilmesi uygun görülmez:
- Aileden üst soy: Anne, baba, dede, nine gibi kişiler
- Alt soy: Çocuklar ve torunlar
- Eş: İslam’da eşe zekât verilmesi uygun değildir.
- Müslüman olmayanlar: Zekât, Müslümanlara verilen bir ibadet türüdür ve bu nedenle Müslüman olmayanlara verilmez.
- Zenginler: Nisap miktarının üzerinde mal varlığına sahip olan kişiler de zekâttan faydalanamaz.
Zekâtın Verilme Amaçları
Zekât, toplumda sosyal adaletin sağlanması ve yardımlaşmanın güçlendirilmesi için önemli bir araçtır. İslam’da zekâtın verilmesinin temel amaçları şunlardır:
- Ekonomik dengenin sağlanması: Zekât, zengin ve fakir arasındaki uçurumu azaltarak daha adil bir toplum yapısı oluşturmayı hedefler.
- Toplumsal dayanışma: Zekât, yardıma muhtaç kişilere destek olmayı sağlayarak toplumdaki dayanışma ruhunu güçlendirir.
- Mülkiyetin temizlenmesi: Zekât, malın kirlerinden arındırılmasına ve sahibinin kazancını bereketlendirmeye vesile olur.
Zekât ve Yardımlaşmanın Önemi
Zekât, sadece maddi bir yardım aracı değil, aynı zamanda Müslüman toplumda önemli bir sosyal güvence sistemidir. Zekât sayesinde toplumun en zayıf kesimlerine ulaşılır ve onların yaşam standartlarının yükseltilmesi için destek sağlanır. Bu yardımlar, muhtaç durumdaki kişilere umut verir ve toplumda adaletin ve huzurun tesis edilmesine katkı sağlar.
Özetle, zekât İslam’ın öngördüğü şekilde ihtiyaç sahibi olan kişilere verilmeli ve belirlenen kurallara uyulmalıdır. Zekât, toplumda dayanışmayı teşvik eden, yoksullukla mücadelede etkili bir ibadet olarak Müslümanlar arasında sorumluluk bilincini pekiştirir. Bu çerçevede, zekâtın doğru yerlere ulaştırılması ve belirlenen amaçlar doğrultusunda kullanılması büyük önem taşır.